Kullandığı anlatım dili ve kurmaca tekniği ile okurların beğenisini kazanan ünlü postmodern yazar İhsan Oktay Anar'ın hikâyesini yazdığı yeni bir dünyaya hazır mısınız? İhsan Oktay Anar, iyi ile kötünün bitmeyen çekişmesini Amat adlı romanında bir gemi metaforu üzerinden okura sunuyor. Amat ile dinî ve mitolojik efsanelere dayanan birbirinden farklı sembollerin bulunduğu bir yolculuğa çıkmak ister misiniz? O hâlde gelin, bu ilginç romana kısaca bir göz atalım.
"Amat" adlı kitabı neden okumalısınız?
İhsan Oktay Anar'a ait olan Amat, 1670 yılında Dersaadet olarak anılan İstanbul'dan kalkan Amat adlı bir gemiyi ele alıyor. Mezarlıkta bir gecede yetişen 247 meşe ağacından yapılan geminin yapım aşamasında Nuh Dede adlı bir ihtiyar rol oynuyor. Gemiye 247 kişiden oluşan bir mürettebat toplanıyor. Uğursuz bir günde karadan ayrılan geminin nereye gittiğini ise Kaptan Diyavol Paşa'dan başka hiç kimse bilmiyor. İçerisinde Nuh Dede ve İsrafil gibi karakterlerin yer aldığı Amat, Eski Ahit ve Kur'an'da yer alan bazı ayetlerin yanı sıra çeşitli efsanelere dayanıyor. İhsan Oktay Anar'ın masalsı anlatımıyla din, mitoloji ve felsefe gibi konuları ele aldığı Amat adlı roman okuyucuların büyük beğenisini kazanıyor. İçerisinde sıklıkla eski denizcilik terimlerine rastlanan Amat, daha çok yetişkin okurlara hitap ediyor. Anar'ın kalemiyle farklı bir bakış açısı kazanan efsanevi dünyanın etkisinden uzun süre çıkamayacaksınız.
Bunları biliyor muydunuz?
Amat kelimesinin İbranicede "gerçek" anlamına geldiğini biliyor muydunuz? Bu kelimeden “A” harfi çıkarılarak oluşturulan "mat" kelimesi ise aynı dilde ölüm anlamına gelir. Kelime üzerinde oynamalar yapılarak farklı anlamlar elde edilmesi, hikâye içerisinde önemli bir rol oynar. Toplam 235 sayfadan oluşan ve İhsan Oktay Anar tarafından kaleme alınan eser, 2005 yılında İletişim Yayınları etiketiyle yayımlanır. Yazarın kaleme aldığı dördüncü roman olan Amat, bir önceki eserin ardından tam yedi yıl geçtikten sonra yayımlanır. İhsan Oktay Anar, kaleme aldığı eserleri ile 2009 yılında Erdal Öz Edebiyat Ödülü'nü kazanır.
Kullandığı anlatım dili ve kurmaca tekniği ile okurların beğenisini kazanan ünlü postmodern yazar İhsan Oktay Anar'ın hikâyesini yazdığı yeni bir dünyaya hazır mısınız? İhsan Oktay Anar, iyi ile kötünün bitmeyen çekişmesini Amat adlı romanında bir gemi metaforu üzerinden okura sunuyor. Amat ile dinî ve mitolojik efsanelere dayanan birbirinden farklı sembollerin bulunduğu bir yolculuğa çıkmak ister misiniz? O hâlde gelin, bu ilginç romana kısaca bir göz atalım.
"Amat" adlı kitabı neden okumalısınız?
İhsan Oktay Anar'a ait olan Amat, 1670 yılında Dersaadet olarak anılan İstanbul'dan kalkan Amat adlı bir gemiyi ele alıyor. Mezarlıkta bir gecede yetişen 247 meşe ağacından yapılan geminin yapım aşamasında Nuh Dede adlı bir ihtiyar rol oynuyor. Gemiye 247 kişiden oluşan bir mürettebat toplanıyor. Uğursuz bir günde karadan ayrılan geminin nereye gittiğini ise Kaptan Diyavol Paşa'dan başka hiç kimse bilmiyor. İçerisinde Nuh Dede ve İsrafil gibi karakterlerin yer aldığı Amat, Eski Ahit ve Kur'an'da yer alan bazı ayetlerin yanı sıra çeşitli efsanelere dayanıyor. İhsan Oktay Anar'ın masalsı anlatımıyla din, mitoloji ve felsefe gibi konuları ele aldığı Amat adlı roman okuyucuların büyük beğenisini kazanıyor. İçerisinde sıklıkla eski denizcilik terimlerine rastlanan Amat, daha çok yetişkin okurlara hitap ediyor. Anar'ın kalemiyle farklı bir bakış açısı kazanan efsanevi dünyanın etkisinden uzun süre çıkamayacaksınız.
Bunları biliyor muydunuz?
Amat kelimesinin İbranicede "gerçek" anlamına geldiğini biliyor muydunuz? Bu kelimeden “A” harfi çıkarılarak oluşturulan "mat" kelimesi ise aynı dilde ölüm anlamına gelir. Kelime üzerinde oynamalar yapılarak farklı anlamlar elde edilmesi, hikâye içerisinde önemli bir rol oynar. Toplam 235 sayfadan oluşan ve İhsan Oktay Anar tarafından kaleme alınan eser, 2005 yılında İletişim Yayınları etiketiyle yayımlanır. Yazarın kaleme aldığı dördüncü roman olan Amat, bir önceki eserin ardından tam yedi yıl geçtikten sonra yayımlanır. İhsan Oktay Anar, kaleme aldığı eserleri ile 2009 yılında Erdal Öz Edebiyat Ödülü'nü kazanır.
-
-
-%50
Stokta yok
-
-%50
Stokta yok
-
-
-
-
-
-
-
-
-
