Jeanine Cummins’ten
yılın en iyi kurgu ödülü adayı
Oprah Book Club seçkisinde yer alan bir
New York Times çoksatanı: Amerikan Toprağı.
Lydia, idealist gazeteci eşi Sebastián ve canından çok sevdiği oğlu Luca’yla Acapulco’da sevgi dolu bir hayat yaşar. Fakat kalabalık aileleriyle kurdukları bu mutlu yuva, bir anda altüst olur: Los Jardineros, Lydia’nın ailesindeki on altı kişiyi öldürmüştür. Üstelik katliamın sorumlusu, Lydia’nın arkadaşı Javier’dir. Luca dışında ailesinin tamamını kaybeden Lydia, yaşadığı dehşetten bir an önce sıyrılıp kendini ve oğlunu kurtarmak zorundadır.
Sebastián’ın Los Jardineros ve lideri Javier ile ilgili yaptığı haberin ardından yaşanan bu katliam, Lydia ve Luca’nın Acapulco’daki hayatlarını ve ölülerini geride bırakıp kilometrelerce yol katettikleri bir yol macerasına dönüşür. Javier ve adamlarının peşinde olduğunu bilen Lydia, yolda edindiği göçmen arkadaşlarıyla birlikte kendinin ve oğlu Luca’nın canını kurtarmanın derdine düşer. Günler ve geceler boyu süren yolculuğun sonunda nihayet Amerika’ya ulaşabilecekler midir? Javier onların izini bulabilecek midir? Lydia, Javier’i ve yaşananları affedebilecek midir?
“Bu tarafta da rüyalar var,” diyen Jeanine Cummins, göçmenler ve onların yaşadıkları zorlu koşulları, maruz kaldıkları tehlikeleri ve kötülükleri incelikli ve duygu yüklü bir hikâyeyle ele alıyor. Bugün dahi dünyanın her yerinden dehşet hikâyelerine tanıklık ettiğimiz göçmenlerin acı ve tehlike dolu yolculuklarını, canları ve sevdikleri uğruna neleri göze aldıklarını gözler önüne seriyor. Amerikan Toprağı, kayıplarıyla birlikte yola çıkmayı göze alanların hikâyesi.
Jeanine Cummins’ten
yılın en iyi kurgu ödülü adayı
Oprah Book Club seçkisinde yer alan bir
New York Times çoksatanı: Amerikan Toprağı.
Lydia, idealist gazeteci eşi Sebastián ve canından çok sevdiği oğlu Luca’yla Acapulco’da sevgi dolu bir hayat yaşar. Fakat kalabalık aileleriyle kurdukları bu mutlu yuva, bir anda altüst olur: Los Jardineros, Lydia’nın ailesindeki on altı kişiyi öldürmüştür. Üstelik katliamın sorumlusu, Lydia’nın arkadaşı Javier’dir. Luca dışında ailesinin tamamını kaybeden Lydia, yaşadığı dehşetten bir an önce sıyrılıp kendini ve oğlunu kurtarmak zorundadır.
Sebastián’ın Los Jardineros ve lideri Javier ile ilgili yaptığı haberin ardından yaşanan bu katliam, Lydia ve Luca’nın Acapulco’daki hayatlarını ve ölülerini geride bırakıp kilometrelerce yol katettikleri bir yol macerasına dönüşür. Javier ve adamlarının peşinde olduğunu bilen Lydia, yolda edindiği göçmen arkadaşlarıyla birlikte kendinin ve oğlu Luca’nın canını kurtarmanın derdine düşer. Günler ve geceler boyu süren yolculuğun sonunda nihayet Amerika’ya ulaşabilecekler midir? Javier onların izini bulabilecek midir? Lydia, Javier’i ve yaşananları affedebilecek midir?
“Bu tarafta da rüyalar var,” diyen Jeanine Cummins, göçmenler ve onların yaşadıkları zorlu koşulları, maruz kaldıkları tehlikeleri ve kötülükleri incelikli ve duygu yüklü bir hikâyeyle ele alıyor. Bugün dahi dünyanın her yerinden dehşet hikâyelerine tanıklık ettiğimiz göçmenlerin acı ve tehlike dolu yolculuklarını, canları ve sevdikleri uğruna neleri göze aldıklarını gözler önüne seriyor. Amerikan Toprağı, kayıplarıyla birlikte yola çıkmayı göze alanların hikâyesi.