Yaşadığınız sağlık problemlerinin hiç psikolojik bir sorundan kaynaklanabileceğini düşündünüz mü? Neden olduğu belli olmayan tepkiler veren bedeniniz, ruhunuzdaki yaralanmaları haber veriyordur belki de. Alice Miller'ın Beden Asla Yalan Söylemez kitabıyla üzerini örttüğünüz sorunların ve altında kaldığınız yüklerin ne şekilde gün yüzüne çıktığını keşfedebilirsiniz. Kendini ve farkında olmadığı yaralarını tanıma yolculuğuna çıkan her yetişkine hitap eden bu eseri detaylarıyla inceleyelim.
''Beden Asla Yalan Söylemez'' adlı kitabı neden okumalısınız?
Beden Asla Yalan Söylemez; üslubu ve muhtevası gereğince sindire sindire okunması gereken, sizi daima iç muhasebeye sürükleyen bir eser. Toplam 224 sayfadan oluşan kitap ile çıktığınız yolculukta çocukluğunuzdan beri belki de hiç sorgulamadığınız ve farkında bile olmadığınız istismarlarla karşılaşabilirsiniz. Miller, kitabında filozofların dahi eleştirmeye çekindiği bazı dinî emirlerin çocuklar üzerindeki olumsuz etkisini çekinmeden dile getiriyor. Eserde adı geçen Dostoyevski, Schiller, Marcel Proust, Çehov, Nietzsche, Virginia Woolf gibi birçok ünlü ismin genç yaşlarında yakalandıkları hastalıkların, ölümlerinin veya intiharlarının gençlik dönemlerinde bilhassa ebeveynleri tarafından travmaya ve istismara maruz bırakılmaları sonucunda olabileceğini sorguluyor. En çok sevgiye, şefkate, merhamete ihtiyaç duyulan çocukluk döneminde bu ihtiyaçları karşılanmayan çocukların kendilerini sevdirebilmek için bastırdıkları birçok duyguyu sonraki yıllarda beden, farklı şekillerde haykırmaya başlıyor. Bu sesi duyan, travmalarını tedavi etmek, kendini iyileştirmek ve gelecek nesilleri bu travmalardan korumak isteyen herkes için Alice Miller'ın Beden Asla Yalan Söylemez eseri; baş ucu kitabı niteliğinde.
Bunları biliyor muydunuz?
Alice Miller'ın duygusal istismar, fiziksel istismar ve çocuk cinsel istismarı üzerine yaptığı çalışmalarıyla dikkat çektiğini biliyor muydunuz? 1923 yılında Polonya'da dünyaya gelen Alice Miller; sonrasında İsviçre'ye gelerek felsefe, psikoloji ve sosyoloji öğrenimi görür. 1953'te doktorasını tamamlayan Miller, yirmi yıl psikanalist olarak çalıştıktan sonra eğitim ve tedavi faaliyetlerini bırakarak kendini yazarlığa adar. Yetişkinlikteki travmaların, hastalıkların ve bunlar gibi birçok olumsuz durumun çocuklukta yaşanılan istismarlar sonucu meydana geldiğini savunan yazar; yıkılmaz sanılan tabuları sorgulamaktan asla çekinmez. Alice Miller, Cihan Dansuk tarafından Türkçeye çevrilen Beden Asla Yalan Söylemez kitabında diğer psikologların tavsiyelerinden farklı olarak affetmenin hiçbir iyileştirici etkisi olmadığını savunur. Beden Asla Yalan Söylemez kitabı; zorunluluklar, kısıtlamalar ve kalıplarla dolu çocukluk dönemlerinin farkına varıp kendine merhametle yaklaşan, bedeninin verdiği mesajları doğru okuyan ve kendini iyileştirmek isteyen her okur için farklı kapılar aralar.
Yaşadığınız sağlık problemlerinin hiç psikolojik bir sorundan kaynaklanabileceğini düşündünüz mü? Neden olduğu belli olmayan tepkiler veren bedeniniz, ruhunuzdaki yaralanmaları haber veriyordur belki de. Alice Miller'ın Beden Asla Yalan Söylemez kitabıyla üzerini örttüğünüz sorunların ve altında kaldığınız yüklerin ne şekilde gün yüzüne çıktığını keşfedebilirsiniz. Kendini ve farkında olmadığı yaralarını tanıma yolculuğuna çıkan her yetişkine hitap eden bu eseri detaylarıyla inceleyelim.
''Beden Asla Yalan Söylemez'' adlı kitabı neden okumalısınız?
Beden Asla Yalan Söylemez; üslubu ve muhtevası gereğince sindire sindire okunması gereken, sizi daima iç muhasebeye sürükleyen bir eser. Toplam 224 sayfadan oluşan kitap ile çıktığınız yolculukta çocukluğunuzdan beri belki de hiç sorgulamadığınız ve farkında bile olmadığınız istismarlarla karşılaşabilirsiniz. Miller, kitabında filozofların dahi eleştirmeye çekindiği bazı dinî emirlerin çocuklar üzerindeki olumsuz etkisini çekinmeden dile getiriyor. Eserde adı geçen Dostoyevski, Schiller, Marcel Proust, Çehov, Nietzsche, Virginia Woolf gibi birçok ünlü ismin genç yaşlarında yakalandıkları hastalıkların, ölümlerinin veya intiharlarının gençlik dönemlerinde bilhassa ebeveynleri tarafından travmaya ve istismara maruz bırakılmaları sonucunda olabileceğini sorguluyor. En çok sevgiye, şefkate, merhamete ihtiyaç duyulan çocukluk döneminde bu ihtiyaçları karşılanmayan çocukların kendilerini sevdirebilmek için bastırdıkları birçok duyguyu sonraki yıllarda beden, farklı şekillerde haykırmaya başlıyor. Bu sesi duyan, travmalarını tedavi etmek, kendini iyileştirmek ve gelecek nesilleri bu travmalardan korumak isteyen herkes için Alice Miller'ın Beden Asla Yalan Söylemez eseri; baş ucu kitabı niteliğinde.
Bunları biliyor muydunuz?
Alice Miller'ın duygusal istismar, fiziksel istismar ve çocuk cinsel istismarı üzerine yaptığı çalışmalarıyla dikkat çektiğini biliyor muydunuz? 1923 yılında Polonya'da dünyaya gelen Alice Miller; sonrasında İsviçre'ye gelerek felsefe, psikoloji ve sosyoloji öğrenimi görür. 1953'te doktorasını tamamlayan Miller, yirmi yıl psikanalist olarak çalıştıktan sonra eğitim ve tedavi faaliyetlerini bırakarak kendini yazarlığa adar. Yetişkinlikteki travmaların, hastalıkların ve bunlar gibi birçok olumsuz durumun çocuklukta yaşanılan istismarlar sonucu meydana geldiğini savunan yazar; yıkılmaz sanılan tabuları sorgulamaktan asla çekinmez. Alice Miller, Cihan Dansuk tarafından Türkçeye çevrilen Beden Asla Yalan Söylemez kitabında diğer psikologların tavsiyelerinden farklı olarak affetmenin hiçbir iyileştirici etkisi olmadığını savunur. Beden Asla Yalan Söylemez kitabı; zorunluluklar, kısıtlamalar ve kalıplarla dolu çocukluk dönemlerinin farkına varıp kendine merhametle yaklaşan, bedeninin verdiği mesajları doğru okuyan ve kendini iyileştirmek isteyen her okur için farklı kapılar aralar.