Dokuzuncu Hariciye Koğuşu

Stok Kodu:
9789754370485
Boyut:
12 x 19.5
Sayfa Sayısı:
112
Basım Tarihi:
2022
Dili:
Türkçe
%50 indirimli
11,00
5,50
Stokta var
9789754370485
362543
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
5.50

Âşık olmak ve aşkın rüzgarı ile savrulup gitmek, insanların yaşadığı en özel duygu olsa gerek. Ne yazık kı Dokuzuncu Hariciye Koğuşu'nun talihsiz kahramanı için ne gençlik ne de aşk, heyecanla anlatılabilecek şeyler değil. 1915 yılını anlatan roman, 15 yaşındaki bir gencin hatıra defteri olarak kaleme alınır. Değişen bir dünyada, amansız bir hastalığın pençesinde tek başına mücadele etmeye çalışırken aşkına sahip çıkmaya çalışan bu genç için hayat nasıl devam edecek? İsimsiz kahramanımızın yaşadığı zorluklar karşısında nasıl davrandığını görmek isteyenler, romanı okurken gözyaşlarına hâkim olamayacak.

"Dokuzuncu Hariciye Koğuşu" adlı kitabı neden okumalısınız?

Peyami Safa, Türk edebiyatının en önemli kalemlerinden biri olmakla birlikte bu romanla ne kadar iyi duygu tahlilleri yaptığını da kanıtlıyor. Romanın isimsiz kahramanı, çocukluğundan beri dizindeki kemik hastalığı yüzünden çok fazla acı çekiyor. Göründüğü doktorlardan biri, ona temiz hava ve dinlenme tavsiye ediyor. Bunun üzerine Erenköy'de oturan akrabasının köşküne giden genç, orada çocukluğundan beri tanıdığı Nüzhet'e karşı daha yoğun duygular beslemeye başlıyor. Çektiği acılara bir de aşk acısı eklenince tahmin edebileceğiniz üzere ana kahramanımız, hiç kolay günler geçirmiyor. Peyami Safa, genç kahramanının yaşadıklarını etkili bir dille anlatırken onun hissettiği duyguları okura geçirmeyi çok iyi başarıyor. Hasta genç, hastane koridorlarında acı çekerken ya da eskimiş kenar mahallelerde dolaşırken siz de onunla birlikte acı çekiyor, yalnızlığı en derin şekilde hissediyorsunuz. Bu yüzden Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Türk edebiyatındaki en önemli eserlerden biri olma özelliği taşıyor. Hâlâ her okulda okutulmaya ve üzerinde incelemeler yapılmaya devam eden bu şaheseri, okuma listenizin ilk sıralarına taşımayı unutmayın!

Bunları biliyor muydunuz?

Dokuzuncu Hariciye Koğuşu'nun ana kahramanı olan isimsiz genç, yazar Peyami Safa'nın hayatından izler taşır. Peyami Safa da gençliğinde kemik hastalığına yakalanır ve bu hastalıkla mücadele eder. Bu yüzden pek çok araştırmacı, bu isimsiz genci Peyami Safa'nın bir yansıması olarak görür. Bir hatıra defteri olarak kaleme alınan roman, Türk edebiyatında bilinçli olarak kahramanın gözlemleri üzerinden oluşturulan ilk roman. Romanın Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan tefrikasında Nüzhet'ten isimsiz kahramanımıza gönderilen mektuplar bulunur ancak bu mektuplar daha sonra çıkarılır. Peyami Safa, romanının ilk baskısını arkadaşı Nâzım Hikmet'e ithaf eder. Aynı zamanda roman, 1967 yılında Nejat Saydam tarafından aynı adla sinemaya uyarlanır. Ötüken Neşriyat tarafından ilk baskısı 1996 yılında yapılan roman, 112 sayfadan oluşur.

Âşık olmak ve aşkın rüzgarı ile savrulup gitmek, insanların yaşadığı en özel duygu olsa gerek. Ne yazık kı Dokuzuncu Hariciye Koğuşu'nun talihsiz kahramanı için ne gençlik ne de aşk, heyecanla anlatılabilecek şeyler değil. 1915 yılını anlatan roman, 15 yaşındaki bir gencin hatıra defteri olarak kaleme alınır. Değişen bir dünyada, amansız bir hastalığın pençesinde tek başına mücadele etmeye çalışırken aşkına sahip çıkmaya çalışan bu genç için hayat nasıl devam edecek? İsimsiz kahramanımızın yaşadığı zorluklar karşısında nasıl davrandığını görmek isteyenler, romanı okurken gözyaşlarına hâkim olamayacak.

"Dokuzuncu Hariciye Koğuşu" adlı kitabı neden okumalısınız?

Peyami Safa, Türk edebiyatının en önemli kalemlerinden biri olmakla birlikte bu romanla ne kadar iyi duygu tahlilleri yaptığını da kanıtlıyor. Romanın isimsiz kahramanı, çocukluğundan beri dizindeki kemik hastalığı yüzünden çok fazla acı çekiyor. Göründüğü doktorlardan biri, ona temiz hava ve dinlenme tavsiye ediyor. Bunun üzerine Erenköy'de oturan akrabasının köşküne giden genç, orada çocukluğundan beri tanıdığı Nüzhet'e karşı daha yoğun duygular beslemeye başlıyor. Çektiği acılara bir de aşk acısı eklenince tahmin edebileceğiniz üzere ana kahramanımız, hiç kolay günler geçirmiyor. Peyami Safa, genç kahramanının yaşadıklarını etkili bir dille anlatırken onun hissettiği duyguları okura geçirmeyi çok iyi başarıyor. Hasta genç, hastane koridorlarında acı çekerken ya da eskimiş kenar mahallelerde dolaşırken siz de onunla birlikte acı çekiyor, yalnızlığı en derin şekilde hissediyorsunuz. Bu yüzden Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Türk edebiyatındaki en önemli eserlerden biri olma özelliği taşıyor. Hâlâ her okulda okutulmaya ve üzerinde incelemeler yapılmaya devam eden bu şaheseri, okuma listenizin ilk sıralarına taşımayı unutmayın!

Bunları biliyor muydunuz?

Dokuzuncu Hariciye Koğuşu'nun ana kahramanı olan isimsiz genç, yazar Peyami Safa'nın hayatından izler taşır. Peyami Safa da gençliğinde kemik hastalığına yakalanır ve bu hastalıkla mücadele eder. Bu yüzden pek çok araştırmacı, bu isimsiz genci Peyami Safa'nın bir yansıması olarak görür. Bir hatıra defteri olarak kaleme alınan roman, Türk edebiyatında bilinçli olarak kahramanın gözlemleri üzerinden oluşturulan ilk roman. Romanın Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan tefrikasında Nüzhet'ten isimsiz kahramanımıza gönderilen mektuplar bulunur ancak bu mektuplar daha sonra çıkarılır. Peyami Safa, romanının ilk baskısını arkadaşı Nâzım Hikmet'e ithaf eder. Aynı zamanda roman, 1967 yılında Nejat Saydam tarafından aynı adla sinemaya uyarlanır. Ötüken Neşriyat tarafından ilk baskısı 1996 yılında yapılan roman, 112 sayfadan oluşur.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat