İnsanın iç dünyasında yaşadığı ikilemler sonucu yanlış tercihler yapmasının getirilerini konu alan, insanı düşünmeye sevk eden bir eser okuduğunuzu düşünün. Sabahattin Ali’nin kaleme aldığı İçimizdeki Şeytan, işte tam da böyle bir roman. Yetişkinlerin okuyabileceği, verilmek istenen mesajları olan eseri; sürükleyici anlatım tarzı ve ilgi çekici konusu sayesinde sıkılmadan okuyacak, hikâyenin bittiğini fark etmeyeceksiniz bile. Gelin, okuduktan sonra uzun bir süre etkisinden çıkamayacağınız, çoğu okurun favorileri arasında yer alan İçimizdeki Şeytan eserinin içeriğini birlikte inceleyelim.
"İçimizdeki Şeytan" adlı kitabı neden okumalısınız?
Sabahattin Ali'nin etkileyici betimlemeleri, İçimizdeki Şeytan'ın keyifle okunmasını sağlıyor. Eser, otobiyografik roman niteliği taşıyor. Okuyucu karakterleri tanıyormuş gibi hissediyor ve anlatılan olaylarla günlük hayatta sıklıkla karşılaştığını fark ediyor. Roman, 1930 yılının sonlarında ve İstanbul'da geçiyor. Dönemin ruhunu yansıtan eserde Anadolu insanı ve aydın kesim arasındaki farklılıklar ortaya koyulurken toplumsal sorunların bireyler üzerindeki etkileri hissediliyor. Ana karakterlerden biri olan Ömer, yaşadığı zorluklar karşısında yaptığı hataları kendisi yapmamış gibi davranarak içindeki şeytana mal ediyor. Başkarakterin yaşadığı olaylar karşısındaki bu iradesiz tutumu sonrası yaşananlara değinen roman, okuyuculara iç hesaplaşma yaptırarak kendilerini sorgulamalarına sebep oluyor. Yazar; okurlarına yapılan hatalardan ders çıkarmak, içerideki şeytanı dinlemek yerine doğru olana yönelmek gerektiği mesajını veriyor. Herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği eser, okuyucunun karakterlerle bütünleşmesine imkân tanıyor.
Bunları biliyor muydunuz?
İçimizdeki Şeytan adlı eserin yazar Sabahattin Ali'nin ikinci ve en uzun romanı olduğunu biliyor muydunuz? Eser ilk kez 1939 yılında Ulus gazetesinde yayımlanır, 1940 yılında ise kitap olarak basılır. İçimizde Şeytan, psikolojik tahlilleriyle ön plana çıkar. 28 bölümden oluşan romanın Almanca ve Fransızca çevirileri bulunur. İçimizdeki Şeytan romanında kahramanlar iki yerde geçmişi hatırlar ve eserin geçtiği zaman dilimleri farklılık gösterir. Roman çağdaş döneme geçiş özellikleri ve gerçekçi akımın izlerini taşır. Okurken sık sık rastlantılarla karşılaşmanın mümkün olduğu eserde iç konuşmalara yer verilir. Zıt karakterli insanlar arasındaki problemleri ele alan eser, aynı zamanda oldukça önemli bir konu olan kadınların toplumdaki yerine değinir.
Bu kitabı sevenler için diğer önerilerimiz
1948 yılında hayata gözlerini yuman yazarın 2 romanı daha bulunuyor. Sabahattin Ali'nin İçimizdeki Şeytan romanını okuduktan sonra dilerseniz yazarın 1937 yılında yayımladığı ilk romanı Kuyucaklı Yusuf'u veya çok satan romanlarından biri olan, güçlü anlatım tarzı ve insanı içine çeken konusuyla herkes tarafından beğenilen Kürk Mantolu Madonna eserini okuyabilirsiniz.
İnsanın iç dünyasında yaşadığı ikilemler sonucu yanlış tercihler yapmasının getirilerini konu alan, insanı düşünmeye sevk eden bir eser okuduğunuzu düşünün. Sabahattin Ali’nin kaleme aldığı İçimizdeki Şeytan, işte tam da böyle bir roman. Yetişkinlerin okuyabileceği, verilmek istenen mesajları olan eseri; sürükleyici anlatım tarzı ve ilgi çekici konusu sayesinde sıkılmadan okuyacak, hikâyenin bittiğini fark etmeyeceksiniz bile. Gelin, okuduktan sonra uzun bir süre etkisinden çıkamayacağınız, çoğu okurun favorileri arasında yer alan İçimizdeki Şeytan eserinin içeriğini birlikte inceleyelim.
"İçimizdeki Şeytan" adlı kitabı neden okumalısınız?
Sabahattin Ali'nin etkileyici betimlemeleri, İçimizdeki Şeytan'ın keyifle okunmasını sağlıyor. Eser, otobiyografik roman niteliği taşıyor. Okuyucu karakterleri tanıyormuş gibi hissediyor ve anlatılan olaylarla günlük hayatta sıklıkla karşılaştığını fark ediyor. Roman, 1930 yılının sonlarında ve İstanbul'da geçiyor. Dönemin ruhunu yansıtan eserde Anadolu insanı ve aydın kesim arasındaki farklılıklar ortaya koyulurken toplumsal sorunların bireyler üzerindeki etkileri hissediliyor. Ana karakterlerden biri olan Ömer, yaşadığı zorluklar karşısında yaptığı hataları kendisi yapmamış gibi davranarak içindeki şeytana mal ediyor. Başkarakterin yaşadığı olaylar karşısındaki bu iradesiz tutumu sonrası yaşananlara değinen roman, okuyuculara iç hesaplaşma yaptırarak kendilerini sorgulamalarına sebep oluyor. Yazar; okurlarına yapılan hatalardan ders çıkarmak, içerideki şeytanı dinlemek yerine doğru olana yönelmek gerektiği mesajını veriyor. Herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği eser, okuyucunun karakterlerle bütünleşmesine imkân tanıyor.
Bunları biliyor muydunuz?
İçimizdeki Şeytan adlı eserin yazar Sabahattin Ali'nin ikinci ve en uzun romanı olduğunu biliyor muydunuz? Eser ilk kez 1939 yılında Ulus gazetesinde yayımlanır, 1940 yılında ise kitap olarak basılır. İçimizde Şeytan, psikolojik tahlilleriyle ön plana çıkar. 28 bölümden oluşan romanın Almanca ve Fransızca çevirileri bulunur. İçimizdeki Şeytan romanında kahramanlar iki yerde geçmişi hatırlar ve eserin geçtiği zaman dilimleri farklılık gösterir. Roman çağdaş döneme geçiş özellikleri ve gerçekçi akımın izlerini taşır. Okurken sık sık rastlantılarla karşılaşmanın mümkün olduğu eserde iç konuşmalara yer verilir. Zıt karakterli insanlar arasındaki problemleri ele alan eser, aynı zamanda oldukça önemli bir konu olan kadınların toplumdaki yerine değinir.
Bu kitabı sevenler için diğer önerilerimiz
1948 yılında hayata gözlerini yuman yazarın 2 romanı daha bulunuyor. Sabahattin Ali'nin İçimizdeki Şeytan romanını okuduktan sonra dilerseniz yazarın 1937 yılında yayımladığı ilk romanı Kuyucaklı Yusuf'u veya çok satan romanlarından biri olan, güçlü anlatım tarzı ve insanı içine çeken konusuyla herkes tarafından beğenilen Kürk Mantolu Madonna eserini okuyabilirsiniz.