Bu bahar da böyle gelecekmiş. Bomba seslerinin dünyaya yayıldığı, kurdaki artışların masum insanların ölümünün önüne geçtiği, mülteci “seçen” dünyanın ikiyüzlülüğünün bir kez daha sergilendiği zamanlardan geçiyoruz. Dillere pelesenk olan barışın umudunu yitirmeyelim yine de. Hiçbir canlının yaşama hakkının elinden alınmayacağı günlerin uzak olmayacağını dileyelim.
Dergimizin satır aralarına gelirsek; iki Yayın Kurulu üyemiz; Günay Kut ve Özge Samancı söyleşi sayfaları için bir araya geldi, Özge Samancı hocası Günay Kut ile hayatı, akademik kariyeri ve yemek kültürü üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdi.
Bu arada Gönül Tekin’in Yayın Kurulu’muza katılmasının müjdesini de verelim.
Mutfaktaki cinsiyet savaşımından salep üzerine üç farklı yazıya, savaşın mutfak cephesinden Moğolistan’daki “Ul boov” kurabiyelerine, unutulmuş halk yemeklerinden 18. yüzyıl Osmanlı şikemperveri Ahmed Câvîd’e, simidin tarihinden Ankara’nın ilk pastanesi İstanbul Pastanesi’ne, “Çatlak” filminin eleştirisinden Sermet Muhtar Alus’un İstanbul’un Geçmiş Günlerinde Yeme İçme kitabının tanıtımına uzanan birbirinden farklı konularla, uzun süreli bir okuma vadediyoruz yine.
Edebiyat kısmımızdaki “Bir Eylül Akşamıydı” başlıklı hikâyeyi, Çimdik ve Bilmece Mutfağı köşelerimizi, açılış karikatürümüzü ve gitgide tarım fakiri hâline geldiğimiz bugünlerde toprak bakımıyla ilgili Geçmişin Tadı bölümümüzdeki yazıyı da unutmayalım tabii.
Bir hatırlatma da Arkadaş Z. Özger için olsun, hiç “yaşlanmayan” dizeleri müstehzi bir tebessüm bıraksın dudaklarınızın kenarında… “yanaklarım taşlıtarla kurabiye yer misiniz”.
Demet Elkâtip
İÇİNDEKİLER
Mutfakta cinsiyet savaşımı – Enis Batur
Bir eylül akşamıydı – Yurdagül Şahin
Salep üzerine tarihten kısa notlar – Özge Samancı
Çocukluğumun unutulmaz tadı: Salep – Musa Dağdeviren
Salep çeşitleri, özellikleri, adaptasyonu ve ziraatta faydalanabilme olanakları hakkında araştırma – Kamil İlisulu
Geçmişin Tadı / Toprak bakım ister
Sakalsız bir oğlanın tragedyası – Arkadaş Z. Özger
Savaşın mutfak cephesi – Aylin Doğan
“Ul boov” kurabiyelerine ne oldu? Beyaz Ay Bayramı’nın ihtişamı, değişimi ve dönüşümü – Sandrine Ruhlmann
Unutulmuş halk yemeklerinden yedi tarif – Musa Dağdeviren
Bir 18. yüzyıl Osmanlı şikemperveri: Ahmed Câvîd ve Terceme-i Kenzü’l İştiha – Ceyda Çelebi
Arşivden Lezzetler / İki simit bir yemek – Gökhan Akçura
Ankara tarihine damga vurmuş yeme içme mekânları-6: İstanbul Pastanesi – Necati Tonga
Bilmece Mutfağı – Süleyman Bulut
Yemek ve kültür sofrasının zarif ve bilge hocası: Günay Kut – Özge Samancı
“İşini bilen mağdur”un tıkır tıkır işleyen mutfağı – Zeliha Özkan
Çimdik – Süleyman Bulut
İstanbul’un yemek kültürüne uzanan bir yolculuk – Pırıl Kadırgan
Derleme Sözlüğü / O-Ö-P-R
Bu bahar da böyle gelecekmiş. Bomba seslerinin dünyaya yayıldığı, kurdaki artışların masum insanların ölümünün önüne geçtiği, mülteci “seçen” dünyanın ikiyüzlülüğünün bir kez daha sergilendiği zamanlardan geçiyoruz. Dillere pelesenk olan barışın umudunu yitirmeyelim yine de. Hiçbir canlının yaşama hakkının elinden alınmayacağı günlerin uzak olmayacağını dileyelim.
Dergimizin satır aralarına gelirsek; iki Yayın Kurulu üyemiz; Günay Kut ve Özge Samancı söyleşi sayfaları için bir araya geldi, Özge Samancı hocası Günay Kut ile hayatı, akademik kariyeri ve yemek kültürü üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdi.
Bu arada Gönül Tekin’in Yayın Kurulu’muza katılmasının müjdesini de verelim.
Mutfaktaki cinsiyet savaşımından salep üzerine üç farklı yazıya, savaşın mutfak cephesinden Moğolistan’daki “Ul boov” kurabiyelerine, unutulmuş halk yemeklerinden 18. yüzyıl Osmanlı şikemperveri Ahmed Câvîd’e, simidin tarihinden Ankara’nın ilk pastanesi İstanbul Pastanesi’ne, “Çatlak” filminin eleştirisinden Sermet Muhtar Alus’un İstanbul’un Geçmiş Günlerinde Yeme İçme kitabının tanıtımına uzanan birbirinden farklı konularla, uzun süreli bir okuma vadediyoruz yine.
Edebiyat kısmımızdaki “Bir Eylül Akşamıydı” başlıklı hikâyeyi, Çimdik ve Bilmece Mutfağı köşelerimizi, açılış karikatürümüzü ve gitgide tarım fakiri hâline geldiğimiz bugünlerde toprak bakımıyla ilgili Geçmişin Tadı bölümümüzdeki yazıyı da unutmayalım tabii.
Bir hatırlatma da Arkadaş Z. Özger için olsun, hiç “yaşlanmayan” dizeleri müstehzi bir tebessüm bıraksın dudaklarınızın kenarında… “yanaklarım taşlıtarla kurabiye yer misiniz”.
Demet Elkâtip
İÇİNDEKİLER
Mutfakta cinsiyet savaşımı – Enis Batur
Bir eylül akşamıydı – Yurdagül Şahin
Salep üzerine tarihten kısa notlar – Özge Samancı
Çocukluğumun unutulmaz tadı: Salep – Musa Dağdeviren
Salep çeşitleri, özellikleri, adaptasyonu ve ziraatta faydalanabilme olanakları hakkında araştırma – Kamil İlisulu
Geçmişin Tadı / Toprak bakım ister
Sakalsız bir oğlanın tragedyası – Arkadaş Z. Özger
Savaşın mutfak cephesi – Aylin Doğan
“Ul boov” kurabiyelerine ne oldu? Beyaz Ay Bayramı’nın ihtişamı, değişimi ve dönüşümü – Sandrine Ruhlmann
Unutulmuş halk yemeklerinden yedi tarif – Musa Dağdeviren
Bir 18. yüzyıl Osmanlı şikemperveri: Ahmed Câvîd ve Terceme-i Kenzü’l İştiha – Ceyda Çelebi
Arşivden Lezzetler / İki simit bir yemek – Gökhan Akçura
Ankara tarihine damga vurmuş yeme içme mekânları-6: İstanbul Pastanesi – Necati Tonga
Bilmece Mutfağı – Süleyman Bulut
Yemek ve kültür sofrasının zarif ve bilge hocası: Günay Kut – Özge Samancı
“İşini bilen mağdur”un tıkır tıkır işleyen mutfağı – Zeliha Özkan
Çimdik – Süleyman Bulut
İstanbul’un yemek kültürüne uzanan bir yolculuk – Pırıl Kadırgan
Derleme Sözlüğü / O-Ö-P-R